14 Temmuz 2009 Salı

23 Mart 2009 Pazartesi

KRİZDEN ÇIKIŞ FÖRMÜLÜNÜ AÇIKLADI!!!!

KRİZDEN ÇIKIŞ FÖRMÜLÜNÜ AÇIKLADI!!!!!

Eski BM Kalkınma Programı (UNDP) Başkanı Kemal Derviş, ekonomik canlanmanın sağlanabilmesi için talebin genel olarak artırılması gerektiğini kaydetti.
İngiltere'de yayımlanan Financial Times gazetesi için bir makale kaleme alan Derviş, ekonomik kriz derinleşirken, bir yandan da bunun nasıl sonlandırılacağına dair görüşlerin ortaya konulmasına devam edildiğini belirterek, bu arada ekonomik projeksiyonların da sürekli olarak gözden geçirildiğini ve tahminlerin düşürülmek zorunda kalındığını ifade etti. Yine de göreceli olarak “hızlı bir ekonomik toparlanmanın” mümkün olabileceğini belirten Derviş, bunun için dört şeyin gerçekleştirilmesi gereğine işaret etti.

Öncelikle kamu otoritelerinin, finansal sektörlerin bilançolarını yeniden yapılandırması ve yazması gerektiğini belirten eski Başkan Derviş, şartlar oluştuğunda çok beklenmeden bankalara el konulması gerektiğini ifade etti.
İkinci olarak, gerileyen özel talebin yerine aşağı doğru giden spiralin yönünün değiştirilmesi için kamu harcamalarının devreye sokulması tavsiyesinde de bulunan Derviş, üçüncü olarak, bunun bir uluslararası işbirliği içinde yapılması gereğinin altını çizdi. Derviş, böylece krize yol açan küresel cari dengesizliklerin artmak yerine azalacağına işaret etti.

Dördüncü olarak, en zor durumda bulunan kesimlere yardım yapılması gerektiğini belirten Derviş, böylece bu kesimlerin yıkıcı bir umutsuzluğun pençesine düşmesine engel olunabileceğini kaydetti.
Makalesinde, siyasetin, bütün bunların “bir felaket ortaya çıkmadan” olmasına izin verip vermeyeceği sorusuna da yanıt arayan Derviş, “eğer bu başarılabilirse, büyüme 2010 yılının bir noktasında yeniden başlayabilir. Ama bu iyimser senaryoya göre bile, dünya bir daha geri dönülmez biçimde değişmiş olacaktır” dedi.
Ortaya çıkan gelişmelerin zorlamasıyla hükümetlerin rolünün de değişeceğine işaret eden Derviş, piyasaların “görünür bir müdahale olmaksızın” kendi kurallarını oluşturabileceği fikrinin değer yitirdiğini anlattı.

Derviş, bunun anlamının da, toplumların, hükümet uygulamalarıyla özel sektörün uygulamalarını bir biçimde kombine edebilecek yeni yolların arayışına gireceklerinin göstergesi olduğunu belirterek, 1980'lerin başından bu yana etkili olan “köktenci piyasa ideolojisi”nin çöktüğünü kaydetti.
Pek çok pazarın asıl sorununun “kısa vadecilik ve “sürü psikolojisi” olduğunu da kaydeden Derviş, küresel ekonominin beklenen sonuçları yeniden sağlayıp sağlayamayacağı sorusuna da yanıt aradı ve yanıtın olumlu olduğunu bildirdi.
Bu krizin bütün dünyaya, riskin küresel ölçekte nasıl idare edileceğini, tahmin edilmesi güç ya da hiç beklenmeyen gelişmelerin zarar verme potansiyelinin küçümsenmemesinin şart olduğunu öğretmesi gerektiğini de belirten Derviş, krizlerin aynı zamanda köklü gelişmeler için bir fırsat da sayılabileceğine işaret etti.
Derviş, “bu son kriz eğer bize insanlık için sağlamlığın da verimlilik kadar önemli olduğunu öğretebilirse, bu da önemli bir fırsat yaratmış olacaktır” dedi.

22 Mart 2009 Pazar

YORUMLARINIZI BEKLİYORUM!!!!

KISACA SORMAK ISTEDIGIM;ulkemizde uretimi gerceklestirilen urunlerin tercih edilmeyip ithal edilen urunlerin tercih edilmesinin sebebi ne olabilir sizce!!!!

MEMUR VE EMEKLİYE 300 TL!!

MEMUR VE EMEKLİYE 300 TL!!

Hükümetten piyasayı canlandırma hamlesi...

Bakan Ekren, piyasayı canlandırmak için yeni önlem paketinde memur ve emekliye bir defaya mahsus ödeme planlarının olduğunu söyledi
Başkan Yardımcısı ve Devlet Bakanı Nazım Ekren, dün akşam AK Parti MKYK toplantısında ekonomik krize karşı yeni önlem paketi hazırlığı yaptıklarını açıkladı. Gazetelere yansıyan haberlere göre, dolardaki şok artış, ekonomide tehlike çanlarını artırınca AKP, yeni bir paketi gündemine aldı. Ekonomiden sorumlu Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Nazım Ekren, iç tüketimi artırarak piyasayı canlandırmak üzere memur veya emeklilere 200-300 TL tutarında harcama amaçlı bir defaya mahsus ödeme yapılması yönünde çalışmaları olduğunu aktardı. Ekren, altı sektöre teşvik içeren bir paket üzerinde çalıştıklarını da sözlerine ekledi.
Ekren, tekstil, otomotiv, demir-çelik, denizcilik, müteahhitlik ve turizm sektörlerini içeren özel bir paketle kredi, vergi, istihdam teşviki öneren bir paket hazırladıklarını da belirtirken, Eximbank'ın olanaklarını artıracaklarını vurguladı. Ekren ‘işsizliği çözmek için kamuda 1 milyon kişinin istihdam edilmesi’ önerisi üzerine kamuda sözleşmeli personel alımının kolaylaştırıldığını ve bu yönde çalışmaların olduğunu söyledi.

ÖTV İNDİRİMİ PARAYI YASTIK ALTINDAN ÇIKARTTI..

Haberi okumak için lütfen tıklayınız... http://www.rotahaber.com/haber/20090322/Ikinci-elde-de-fiyatlar-indi-Iste-fiyatlar.php

KREDİ FAİZLERİ İNDİ!!!

Kredi kartı faizleri indi!!!

Merkez bankası, kredi kartı işlemlerinde uygulanacak azami akdifaiz oranı ile aylık azami gecikme faiz oranını Türk Lirası işlemlerde düşürdü.
Bugünkü Resmi Gazete'de yayımlanan Tebliğ'e göre, aylık azami akdi faiz oranı, 1 Nisan'dan itibaren TL işlemlerde yüzde 4,39 yerine yüzde 3,96 olarak uygulanacak.
ABD doları ve avro ile yapılan işlemlerdeki aylık azami akdi faiz oranı ise değişmedi. Söz konusu oran, 1 Nisan'dan sonra da ABD doları için yüzde 2,54, avro'da da yüzde 2,30 olacak.
Merkez Bankası'nın yeni düzenlemesinde, kredi kartı işlemlerindeki aylık azami gecikme faiz oranı da TL için yüzde 5,14'den yüzde 4,71'e indirildi.
Aylık azami gecikme faizi, ABD doları için şimdi olduğu gibi yüzde 3,11, avro için de yüzde 2,82 olarak uygulanmaya devam edecek.
Mevzuat uyarınca bankalar, kredi kartı işlemlerinde Merkez Bankasınca belirlenen bu oranların üzerinde faiz uygulayamıyor ve faiz oranlarını azami oranları geçmemek kaydıyla serbestçe belirleyebiliyor.
Kredi kartı işlemlerindeki faiz oranları 3 ay süreyle geçerli oluyor.

DOLAR NASIL HAREKET EDECEK!

Merkez Bankası dünkü PPK toplantısında borç alma ve borç verme faizlerini 100 baz puan indirdi. Küresel kriz, düşmeye devam eden emtia fiyatları ve ekonomideki daralma gibi “olağan sebeplerle” faiz indirimine gidilmiş.

Her ne kadar başta petrol olmak üzere emtia fiyatları yeniden yükselmeye başladı. Brent petrolü dün yeniden 50 doların üzerine çıktı.
Sadece MB mi? Önceki gün Fed’in de bonkörlüğü üzerindeydi. Artık “Helikopter Ben” olarak anılan Fed Başkanı Bernanke; Fed’in bilançosunu 1.150 milyar dolar daha büyütmeye karar vermiş. Bunun 300 milyar dolarlık kısmı uzun vadeli devlet tahvillerini, kalan kısmı da Fannie ve Freddie kardeşlerin çıkardıkları konut kredilerine dayalı sorunlu menkul kıymetleri alınmasında kullanılacakmış.

Sanki tüm bu yaşadığımız kriz “para bolluğundan” olmamış gibi, piyasalara bol kepçeden para verilmeye, faizler indirilmeye devam ediliyor. Yeterki piyasalar “toparlansın”. IMF de G-20 öncesi hazırladığı çalışmada toksik varlıkların temizlenmesi için “kararlı bir plan” oluşturulmasını isterken, merkez bankalarının piyasaları likit tutmalarının önemi vurgulanmış. Bir anlamda merkez bankalarının “bonkörlüğünü” IMF de onaylıyor.

Piyasalar “bol ve ucuz” para verilmesi, kredi mekanizmalarını çalıştırabiliyor mu? Görünen o ki hayır. Varlık fiyatlarının sınırlı da olsa toparlanmasına yardımcı olsa da kurlardaki dalgalanmayı artırıyor. Fed’in kararıyla dolar/euro kurları bir gün içinde 1.29’dan 1.35’in üzerine çıkabiliyor. Fed’in sisteme 1 trilyon dolardan fazla likidite vereceğini açıklaması tabii ki doların değerini düşürüyor. Bu volatilitenin çok da önemli bir yan etkisi oluyor. Kimse “fiyat yapamıyor”. Kim neye göre parite hesaplayacak, neye göre üretecek, neye göre satacak? Bu durum sistemdeki çarkların biraz daha “ağır dönmesine” neden oluyor.

Benzer bir durum bizim piyasalarımız için de geçerli. MB’nin 100 baz puandan bile fazla faiz indirebileceğini; yabancıların faiz cazibesi azalan TL’den çıkacağını düşünenler son iki günde dolar kurunun 1.70’lerin üzerinde kalmasına neden oldular. Dolar kurları yüksek kalınca, paritenin etkisiyle son iki günde euro/TL kurunda yüzde altı civarında bir yükseliş oldu.

Bizde de “fiyat yapma” sorunu ortaya çıktı.

Son iki günde doların değer kaybetmesiyle diğer gelişmekte olan ülke para birimleri değer kazanırken; MB’nin faiz kararındaki belirsizlik nedeniyle TL bundan yararlanamadı. İlk aşamada kararın netleşmesiyle TL de dolar karşısında bir miktar değer kazanacaktır. Paritenin 1.35’in üzerinde kalmasıyla, dolar/TL kurlarında yeniden 1.6740 seviyesine kadar inilmesi de söz konusu olacaktır.